türk ceza kanunu

cumhurbaşkanının vatana ihanetten dolayı suçlanabilmesi için tbmm'nin üye tam sayısının 1/3'ü teklif 3/4'ünün ise kabul etmesiyle gerçekleşebilir. o kadar zor o kadar imkansız ki gerçekleşebilmesi.. kendi kendime bazı ibneler hayallerde yaşıyor dedirtti.

teorik olarak sevsem de uygulamada sıkıntılı bir kanun. bunun sebebi de hem yetersiz birikim hem bilinçsiz toplum. kadın kocasını öldürmüş sırf dövüyor diye kadının beraatini bekliyoruz. kadına şiddet yanlısı falan değilim ama olayda haksız tahrik yok meşru savunma yok hakime sövüyoruz. bu yüzden herkes mutlaka okumalı.

çeşitli kanunlarla değiştirilmesine rağmen derslerde sürekli açığını falsosunu bulduğumuz kanun

sadece adının türk ceza kanunu olduğuna inandığım milli olmayan bir şey, tıpkı eğitim sistemimiz gibi

Bugün beni mesaj yoluyla sürekli rahatsız eden birisine karşı bu maddeyi gösterdim, böyle bir maddenin varlığını herkes bilmeli diye düşünüyorum. TCK Madde 123 1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. TCK MADDE 123’ÜN GEREKÇESİ Madde, belirli bağımlı hareketlerle kişilerin huzur ve sükûnlarının bozulması hususunda gösterilen çabaları cezalandırmaktadır. Suçun maddî unsuru bir kimseye ısrarla, gece gündüz demeden telefon edilmesi veya ona karşı ısrarla gürültü yapılmasıdır. Örneğin oturulan apartmanın alt veya üst katında sürekli olarak öteberi çalarak gürültü yapılması gibi. Ancak bu hareketlerin sırf mağdurun huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla yapılması gerekmektedir. Böylece madde, suçun oluşması için özel bir maksatla hareket edilmesi şartını getirmektedir. Dikkat edilmelidir ki, bu suç tanımıyla cezalandırılan fiiller, kişiler üzerinde uygulanacak maddî veya cebrî bir müdahale niteliği taşımamaktadır. Bu suç tanımı ile kişilerin psikolojik, ruhsal sükûn içinde yaşamak hakkını korunmaktadır. Yapılan etkinlikler sonucu mağdurun dengesi bozulduğu örneğin ruhsal bir teşevvüşe uğradığı hâllerde ise, kasten yaralama suçu söz konusu olacaktır. Maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması, suçtan zarar görenin şikâyetine bağlıdır.

Suçu ve suçluyu övme ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçları (TCK m. 215 & 216) revize edilse fena olmaz bence. Ülkede o kadar çok şey yaşanıyor ki bu ikisinden birini işlememe ihtimalin yok.

Acilen güncellenmesi gereken kanun. Zira caydırıcılığı neredeyse yok denecek kadar az. Artık insanlar kanundan korkmuyor. Bir toplumda suçu ve suçluluğu azaltmanın iki yolu vardır. Ya insanları suça teşvik eden nedenleri ortadan kaldırırsın. Ülkedeki huzur ve refahı yükseltirsin. Eğitim seviyesini yükseltir, bilinçli bir toplum yaratırsın. Ya da Genel Caydırıcılık Teorisinin gereklerini uygularsın. Nedir bu gerekler; Hız: Vereceğin bir ceza için yıllarca yargılama yapmayacaksın. En kısa sürede yaptırımı uygulayacaksın. Kesinlik: Kişi bir suç işlediği takdirde cezadan kaçamayacağını, mutlak suretle bu suçun bedelini ödeyeceğini bilmeli. Karısını hastanelik eden adamı, tecavüzcüyü savcılıktan, mahkemeden serbest bırakmayacaksın mesela. Veya sosyal medyanın baskısıyla tutukladıktan sonra 3-5 ay yatırıp salıvermeyeceksin. Şiddet: Suçların karşılığında öyle ağır yaptırımlar koyarsın ki kişi elde edeceği faydanın alacağı cezaya değmeyeceğini düşünerek suç işlemekten vazgeçer. En fazla 3-5 yıl yatar çıkarım diyerek ağır suçlar işleyemecek yani kimse. Mevcut durumda ilk seçeneği uygulayıp toplumu düzeltemeyeceğine göre caydırıcılığı artırmaktan başka çare yok. Birinin hayatını karartan kimse bir daha gün ışığını görememeli. Ancak böyle önüne geçersin bu bombok gidişatın

o kadar fazla açığı var ki, her ortaokul mezunu biri okuyup kanun açıklarından faydalanabilir.tamamen saçmalık bir ceza kanunu yazıyorsunuz ama ucu hep açık, güncellenmesi kesinlikle şart.

Bugünkü eleştirilerin muhatabı TCK değil, Ceza Muhakemeleri Kanunu olmalı. Ceza kanunumuzda her şeyin cezası öngörülmüş; devreye CMK girince o cezalar hafifliyor, hatta verilmeyebiliyor. Usul kanunumuz necip milletimiz için fazla hümanist. Bu millete yapacağın en ufak iyilik suistimal ile sonuçlanır, o yüzden pek "suçlu da insan" dememek lazım.